13. İstanbul Bienali’nin kavramsal Çerçevesi Açıklandı

13. İstanbul Bienali’nin Kavramsal Çerçevesi Açıklandı
“Anne, Ben Barbar Mıyım?”
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding’in sponsorluğunda 14 Eylül-10 Kasım 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 13. İstanbul Bienali’nin başlığı, bienalin küratörü Fulya Erdemci tarafından açıklandı. 13. İstanbul Bienali’nin başlığı ve kavramsal çerçevesi, küratörü Fulya Erdemci tarafından 8 Ocak Salı günü İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maçka Kampüsü’nde düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. Basın toplantısına konuşmacı olarak Fulya Erdemci’nin yanı sıra İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer de katıldı. 13. İstanbul Bienali’nin başlığını, şair Lale Müldür’ün aynı adlı kitabından alıntılayarak “Anne, ben barbar mıyım?” olarak belirleyen Fulya Erdemci, toplantıda kavramsal çerçeveyi anlattı. Basın toplantısında küratör Fulya Erdemci, 13. İstanbul Bienali’nin odak noktasının siyasi bir forum olarak kamusal alan fikri olacağını açıkladı. Fulya Erdemci’ye göre tanımı ve içeriği üzerine çok tartışılan bu kavram, güncel demokrasi biçimlerini sorgulayan, günümüzün mekansal-ekonomik politikalarını tartışmaya açan, uygarlık ile barbarlık kavramlarını sorunsallaştıran, ve bu bağlamda, sanatın rolünü araştıran bir matris işlevi görecek. Bugün toplumdaki “mutlak öteki”ye işaret eden “barbar” tanımlamasının tekrar gündeme getirilmesinin neyi ortaya koyduğunu sorgulayan Erdemci, baskın ve kemikleşmiş söylemleri sarsarak, toplumdaki en zayıf ve dışlanmışların da sesinin duyurulacağı bir alan açmak adına, sanatın yeni pozisyonlar yaratma ve yeni öznellikler inşa etme potansiyeline işaret etti. Erdemci, İstanbul Bienali’nin, kamusal alan söyleminin toplumsal siyasi bir forum yaratma olanağını, mekansal-ekonomik adalet, kamusal alanda sanat ve sanat-pazar ilişkilerinin açımlanması üzerinden öne çıkarmayı amaçladığını da belirtti. “Kamusallık” kavramını yeniden düşünme imkanı yaratacak İstanbul Bienali, yeni düşünce ve hayalgücü kanalları açmayı hedefleyerek, kamusal bir buluşma ve tartışma zeminini harekete geçirecek. Toplantıda ayrıca, 13. İstanbul Bienali’nin sergi mekanları olarak kentsel dönüşüm sonucunda geçici olarak boş bırakılan kamusal yapıların kullanılacağı bilgisi de verildi. Sergilerin yer almasının planlandığı mekanlar arasında, adliyeler, okullar, askeri yapılar, postaneler, tren istasyonları gibi eski ulaşım merkezleri, depo veya tersane gibi eski endüstriyel yapılar ve yoğun tartışmalara konu olan Taksim Meydanı ile Gezi Parkı gibi kamusal kent mekanları yer alıyor. Bunun yanı sıra, alışveriş merkezleri, oteller ve ofis-konut kuleleri gibi günümüz şehirciliğinin alametifarikalarının da sanatsal müdahalelere açılmasının düşünüldüğü aktarıldı. Bige Örer toplantıda 13. İstanbul Bienali kapsamında, Şubat ayında başlayacak 13. İstanbul Bienali Kamusal Programı ile ilgili de bilgi verdi. Fulya Erdemci’yle beraber, Goldsmiths, Londra Üniversitesi Sanat Bölümü Öğretim Görevlisi ve Güzel Sanatlar ve Küratörlük Doktora Araştırmaları Programı Direktörü Dr. Andrea Phillips’in eş küratörlüğünü üstlendiği, “Kamusal Simya” başlığını taşıyacak kamusal program, sanatsal üretimle bilgi üretimini bir araya getirmeyi amaçlayacak. Bienalin sonuna kadar farklı başlıklar altında düzenlenecek bir dizi konuşma, atölye, seminer ve performansla hem Türkiye’de hem de dünyanın dört bir yanında geleneksel anlamıyla “kamu” kavramını dönüşüme uğratmaya devam eden siyasi ve şiirsel simyanın nasıl işlediği araştırılacak. Kamusal programın ilk etkinlikleri, 8-10 Şubat tarihleri arasında “Şehri Kamusallaştırmak” başlığı altında, İstanbul’un güncel kentsel dönüşümüne odaklanacak. Toplantıda 13. İstanbul Bienali etkinlikleri arasında, 30 Mart-14 Nisan tarihleri arasındaki 32. İstanbul Film Festivali kapsamında gösterilecek özel bir film seçkisinin de olacağı açıklandı. İstanbul Bienali film gösterim programı kapsamında, barbarlık, sivil uyanış ve şehir kavramlarını tartışmaya açan filmlerin yer alacağı belirtildi. Güncel sanat çevresi ve basından konukların katılımıyla gerçekleştirilen toplantının ardından küratör Fulya Erdemci ve İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer basın mensuplarının sorularını yanıtladılar. Basın toplantısına kamusal program eş küratörü Dr. Andrea Phillips de katıldı. 13. İSTANBUL BİENALİ KÜRATÖRÜ FULYA ERDEMCİ 1994-2000 yılları arasında İstanbul Bienali’nin direktörlüğünü yürüten küratör ve yazar Fulya Erdemci, 2003-2004 yıllarında İstanbul’da Proje 4L’nin direktörlüğünü yaptı ve 2004-2005 yıllarında İstanbul Modern’de süreli sergi küratörü olarak çalıştı. Erdemci, 2002 yılında 25. São Paulo Bienali “Metropoliten İkonografileri: Kentler”in ‘İstanbul’ bölümünün küratörlüğünü üstlendi ve 2007 yılında 2. Moskova Çağdaş Sanat Bienali “Jeopolitik, Pazar ve Amnezi Üzerine Dipnotlar”ın küratör ekibinde yer aldı. Fulya Erdemci, 2002 yılında Türkiye’de yayalar için kamusal alanda gerçekleştirilen ilk sergi olan “İstanbul Yaya Sergileri”ni başlattı ve 2005 yılında serginin ikincisini Emre Baykal’ın eş küratörlüğü ile gerçekleştirdi. Erdemci 2008’de Christchurch, Yeni Zelanda’da 25 uluslararası sanatçının katılımıyla kentsel mekânlarda gerçekleşen “Avare Çizgiler: Yeni bir Mekân Kültürüne Doğru”, 5. SCAPE Kamusal Alanda Sanat Bienali’nin küratörlüğünü Danae Mossman ile birlikte yürüttü. Haziran 2008-Eylül 2012 tarihleri arasında Amsterdam’daki SKOR Sanat ve Kamusal Alan Vakfı’nın direktörlüğünü yaptı. Erdemci aynı zamanda birçok uluslararası etkinliğin danışma ve seçici kurullarında görev aldı. Erdemci, Bilkent Üniversitesi’nde (1994–1995), İstanbul ile Marmara Üniversitesi’nde (1999–2000) ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Yüksek Lisans programında (2001–2007) öğretim üyeliği yaptı. Venedik Bienali 54. Uluslararası Sanat Sergisi’nde 2011 Türkiye Pavyonu’nun küratörlüğünü de Fulya Erdemci üstlendi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

OZAN CONSEPT‘14" DAMGASINI VURACAK!

EST 1923 ürünleri İstanbul Atatürk Uluslararası Havalimanı, Old Bazaar’da