Türkiye Cumhuriyetinde Uygulanan Teşvik Yasaları (2)

İzmir İktisat Kongresi

17 Şubat- 4 Mart 1923 tarihleri arasında yapılan kongreye ülkede bulunan tüccar, işçi, sanayici, zanaatkâr, çiftçi temsilcileri katıldı. Kongrenin açılış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk “İktisadi zaferlerle sonuçlandırılmayan askeri zaferlerin kalıcı olmayacaktır.” Vurgusunu yaptı. Atatürk: “Türkiye Cumhuriyeti bir iktisat devletidir.” Sözü ile ülkenin ekonomik gücü ile dış siyaseti arasındaki paralellik üzerinde durdu. Kongrede bugünkü ekonomik yapımızın temelleri atıldı.

İzmir İktisat Kongresi’nden üreticinin yükünü hafifletecek bugünkü teşvik yasaları göz önünde bulundurulursa Türkiye’nin ekonomisinin temellerini atacak ve özel teşebbüsü destekleyecek kararlar çıktı. Bu kararlar;

·         Hammaddesi ülkemizde bulunan sanayi kollarının kurulmasını devlet destekleyecektir.(kâğıtçılık, dokuma, gıda, deri vb.)

·         Devlet banka kurarak özel sektöre kredi sağlayacaktır.

·          Küçük işletmelerin yerine fabrikaların kurulması için çalışmalar başlayacak, atölye mantığından fabrika üretimine geçilmesi kararı çıkmıştır.

·         Devlet ekonomik görevleri olan bir organ haline getirilecek, özel kuruluşların oluşması ve gelişmesi için sanayi teşvik yasaları çıkarılacak, özel sektörün yapamayacağı yatırımları ve iş alanları devlet eliyle yapılacaktır.

·         Aşar vergisi kaldırılacak ve yıllarca çiftçi için ağır bir yük olan vergi yükü hafifletilecektir. Vergilerin kaldırılması ile çiftçi desteklenecektir.

  • Üretim alanlarından tüm yurda üretilen malların sevkiyatı için ulaşım ağı kurulacaktır. Devletin oluşturacağı demiryolları ile mallar uygun maliyetle nakledilecektir. Özellikle gümrük tarifeleri milli sanayinin kalkınma ihtiyaçlarına göre değiştirilecektir.

·          Özellikle üretimde günlük tüketim mallarına öncelik verilecektir. Ülkenin temel gereksinimlerinin karşılanmasında dışa bağımlıktan vazgeçilecek yerli malların karada ve deniz de daha uygun tarife ile taşınması sağlanacaktır.

·         İşverenlerin işçilere verecekleri haklar belirlenmiştir. İşçiler güvence altına alınmıştır.

Bu kongrede alınan kararlar Türkiye Cumhuriyeti ekonomik yapısının temellerini attı. Devlet özel teşebbüsü destekleyen, işveren ve işçilerin ilişkilerini düzenleyen, çiftçiyi ağır vergi yüklerinden kurtararak Cumhuriyet Tarihinin ilk teşvik kararlarını aldı. Genç Cumhuriyetin liberal bir ekonomi politikası olduğunu ortaya koydu.

1927 Tarihinde Teşviki Sanayi Kanunu yeniden düzenlenmiştir. 1942 yılından sonra ise “Teşvik-i Sanayi Kanunu” tamamen ortadan kaldırılmış ve o güne kadar yapılan düzenlemeler ve organizasyonlar boşta kaldı.

1950’li yıllarda liberalleşme eğilimi ile birlikte 1951 yılına çıkarılan Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu 1954 yılında değişikliğe uğradı. Bu dönemde 1953 tarihli “Turizm ve Endüstrisi Teşvik Kanunu” ve 1954 tarihli “Petrol Kanunu” yürürlüğe girdi. (DPT,2000) Turizmin gelişmesi için çıkarılan teşvik kanunu ile teşvikler özellikle Antalya iline verildi. Antalya ve Ege turizm yatırımları ile ön plana çıkarken tarihi değerleri ile ön plana çıkabilecek olan birçok il ihmal edildi.

1960 sonrası dönemde sanayinin teşvik edilmesi ön planda olmuştur. Teşviklerin tek elden ve planlı bir şekilde yürütülmesi üzerinde duruldu. Başlangıçta Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmaları, 1967’de Başbakanlığa bağlı olarak kurulan “Yatırımları ve İhracatı Geliştirme ve Teşvik Bürosu” ve 1970 yılından itibaren “DPT Teşvik Uygulama Dairesi” üstlendi. 1971 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na devredilen Daire, 1980 yılından itibaren yine DPT’ye bağlandı.

1980’li yıllarda özellikle ihracata dayalı ekonomiye geçilmesi, Türkiye’nin dünya ile bütünleşmesi çalışmaları ön plana çıktı. İhracatın artması üretimin ve üretim kalitesi yüksek dünya standartlarıyla yarışacak teknolojiye sahip büyük şirketlerle mümkündü. Bu noktada nakdi devlet yardımları hız kazandı. 24 Ocak 1980 sonrası dönem ihracatın ağırlıklı olarak teşvik edildiği bir dönem oldu. Bu dönemde ihracatı teşvik maksadıyla parasal teşvikler gündeme geldi. Yatırımın yaklaşık %50’sine varan hibe şeklindeki Kaynak Kullanımı Destekleme Primi (KKDP) uygulaması Kalkınmada Öncelikli Yöreler, Organize Sanayi Bölgeleri, Eğitim, Sağlık, Turizm gibi özel önem taşıyan sektörlerde yatırım patlaması yaşandı. 90’lı yıllara kadar süren devlet teşvikleri 1990 da ortaya çıkan ekonomik kriz ile kamudaki cari açıkların artması ile teşviklerde kısıtlamaya gidildi. Devlet nakdi destek yerine vergi muafiyeti ve istisnalardan oluşan teşvik yollarına başvurdu. Kaynak sıkıntısı sebebiyle 1991 yılından itibaren KKDP uygulamasına son verildi, yerine uygun görülen yatırımların %60’ına kadar %10 faizli Fon Kaynaklı Kredi kullandırılmaya başlandı. DPT bünyesinde bulunan Teşvik ve Uygulama (İhracat ve Yatırım), Yabancı Sermaye ve Serbest Bölgeler Başkanlıkları,”Genel Müdürlük” haline dönüştürülerek Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’na bağlandı. Bu iki müsteşarlığın ayrılması ile birlikte yatırımlarda devlet yardımlarına yönelik faaliyet gösteren “Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğü” ile “Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü” Hazine Müsteşarlığı’nda kalmış, ”İhracat Genel Müdürlüğü ve Serbest Bölgeler ise Dış Ticaret Müsteşarlığı’na bağlanmıştır. (DPT,2000)

Türkiye Cumhuriyeti Hazine Müsteşarlığı’nın belgelerine göre Devlet teşvikleri 1995 yılından itibaren bölge ve sektör ayrımı yapmaksızın belirli bir büyüklüğün üzerindeki tüm yatırımlara hitap eden ağırlıklı olarak KDV istisnası ve Gümrük Muafiyeti destek unsurlarını içeren “Genel Teşvik Sistemi” olarak adlandırılabilecek bir uygulamaya geçti. Bu uygulama yeni teşvik sisteminin temelini oluşturan 2009/15199 sayılı Yatırım Devlet Yardımları Hakkında Karar’ın yürürlüğe girdiği 2009 yılının temmuz ayına kadar devam etti.




2009/15199 Sayılı Yatırımda Devlet Yardımları Hakkındaki Karar



2009/15199 Sayılı Yatırımda Devlet Yardımları Hakkındaki Karar’ın İçeriği

Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan “Yatırımda Devlet Yardımları Kararı” ile kalkınma planları ve yıllık programlarda öngörülen hedefler ile uluslar arası anlaşmalara uygun olarak, tasarrufları katma değeri yüksek yatırımlara yönlendirmek, üretimi ve istihdamı arttırmak, yatırım eğiliminin devamlılığını ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak, uluslararası rekabet gücünü arttıracak teknoloji ve araştırma-geliştirme içeriği yüksek büyük ölçekli yatırımları özendirmek, doğrudan yabancı yatırımları arttırmak, bölgesel gelişmişlik farklarını gidermek, çevre korumaya yönelik yatırımlar ile araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi amaçlanmaktadır. (Karar mad.1)

ABD’de 2007 yılında yaşanan finansal dalgalanma büyük ve gelişmiş bir ekonominin Bankacılık sistemini geçmişte emsali olmayan bir şekilde sıkıntıya sürükledi. 2008 yılına girildiğinde ABD’de birçok finansal kurum faaliyetini sona erdirmek durumunda kaldı. Neredeyse Tüm dünyayı etkileyen ve ABD kaynaklı ekonomik krizinin ardından AB ülkelerinde yaşanan ekonomik krizler nedeni ile dünya ekonomik dengeleri değişmeye başladı.

Avrupa Birliği Devletlerinden Yunanistan ile başlayan AB krizleri İrlanda, Portekiz ve İspanya ile devam etti. Türkiye krizlerden daha güçlü bir ekonomi ile çıkan ülkeler arasında yer aldı. Hatta 2011’ gelindiğinde Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye'nin kredi notunu iki kademe yükselterek, BB(+ )'ya getirdi. Fitch, uzun vadeli ulusal para cinsinden notunu da, BB'den, BB(+) yükseltti. Türkiye'nin ülke tavan notunu da, BB'den, BBB(-)'ye çıkarttı.(Hürriyet,08.03.2011) Yabancı yatırımcılar yatırımlarını taşıyacak güvenli limanlar aramaya başladı. Dünya üretim dengesini alt üst eden Çin, yatırımcılara sağladığı imkanlar ve ucuz işgücü ile Türk Firmaları da dahil olmak üzere yatırımcılara cazip gelen bir ülke oldu.

Bu noktada Türkiye Ekonomisinin korunması ve canlanması, Uluslararası piyasada rekabet edebilecek teknolojinin üretilmesi ve kullanılması yerli sermayenin ülke içerisinde yatırıma dönüşmesi ve yabancı sermayenin Türkiye’ye getirilmesi için Devlet Teşvik Kararları 16.07.2009 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak Başbakanlığa bağlı Hazine Müsteşarlığı tarafından uygulanmaya başlandı.

Yeni Teşvik sistemi;

1.      Bölgesel- Sektörel Teşvik Sistemi

2.      Büyük Proje Teşvik Sistemi

3.      Genel Teşvik Sistemi

Olmak üzere üç ana bileşenden oluşmaktadır. (hazine.gov.tr)

Bölgesel- Sektörel Teşvik Sistemi; Türkiye coğrafyası sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyeleri göz önünde bulundurularak 26 il grubundan oluşan dört bölgeye ayrılarak teşvik sistemi kapsamına alınmıştır.

Tablo 2.1  İllerin sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksine göre sıralanması (hazine.gov.tr,5 Mart 2011)

Bölgesel-sektörel teşvik sistemi ile bölgeler arasındaki sosyo-ekonomik farklılıklarının önüne geçilmesi, istihdamın arttırılması, büyükşehirlere göçün önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

Gelişmişlik endeksinin yüksek olduğu illerin oluşturduğu birinci ve ikinci bölgede sanayileşme ile birlikte çevre kirliliği kendini göstermektedir. Ayrıca nüfus yoğunluğunun hızla yükselmesi çarpık kentleşme, trafik gibi sorunları beraberinde getirirken sosyolojik açıdan ara kültürlerin doğmasına neden olmaktadır. Özellikle lV. Bölgede yer alan şehirlerde yaşanan istihdam sorunu bu illerden sanayisi gelişmiş illere göçü zorunlu kılmaktadır. Çıkartılan teşvik kararı ile geriye doğru göçte teşvik edilmektedir.

l. ve 2. Bölgelerdeki hazırgiyim ve deri sektöründe faaliyet gösteren firmaların tesislerini 4. Bölgeye taşıması ve en az 50 kişilik istihdam sağlaması durumunda Devlet teşviklerinden yararlanabilmektedir.

Tablo 2.2 Yatırım teşvik uygulamalarında bölgeler ve bu bölgelerde yer alan iller (hazine.gov.tr, 27.Şubat.2011)

l.Bölge
2. Bölge
3. Bölge
4. Bölge
İstanbul
Tekirdağ
Edirne
Kırklareli
İzmir
Bursa
Eskişehir
Bilecik
Kocaeli
Sakarya
Düzce
Bolu
Yalova
Ankara
Balıkesir
Çanakkale(Bozcaada,
Gökçeada hariç)
Aydın
Denizli
Muğla
Antalya
Isparta
Burdur
Adana
Mersin

Konya
Karaman
Hatay
Kahramanmaraş
Osmaniye
Kırklareli
Aksaray
Niğde
Nevşehir
Kırşehir
Manisa
Afyonkarahisar
Kütahya
Uşak
Kayseri
Sivas
Yozgat
Karabük
Bartın
Samsun
Tokat
Çorum
Amasya
Gaziantep
Adıyaman
Kilis
Kastamonu
Çankırı
Sinop
Trabzon
Ordu
Giresun
Rize
Artvin
Gümüşhane
Erzurum
Erzincan
Bayburt
Ağrı
Kars
Ardahan
Iğdır
Van
Muş
Bitlis
Hakkari
Malatya
Elazığ
Bingöl
Tunceli
Şanlıurfa
Diyarbakır
Mardin
Batman
Şırnak
Siirt
Çanakkale(Bozcaada, Gökçeada ilçeleri)





Bölgesel- Sektörel Teşvik Sistemi ile lV. Bölge illerine yapılan yatırımların Göçler Üzerindeki Etkisi

Bölgesel Teşvik politikaları, bölgeler arası gelir farklılıklarını en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Aynı bölgelerde yer alan şehirlerin gelişmişlik düzeyleri arasındaki farklılığı ortadan kaldırmayı hedefler. İstihdam yaratarak ülkedeki işsizlik oranının alt düzeye inmesi için çalışmalar yapar. Özellikle Yatırımlarda Devlet Yardımları hakkındaki 2009/15199 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürütülen Yeni Teşvik Sistemi ile 1. Bölge olarak kabul edilen İstanbul, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, İzmir, Bursa, Eskişehir, Bilecik, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova, Ankara illerinin yükü hafifletmeye çalışılmaktadır. Yatırımların bu şehirlerde yoğunlaşması diğer illerden bu yöne doğru göçün başlamasına neden olmaktadır.



 Şehir
Alınan Göç
2008–2009
Alınan Göç
2009–2010
Göçlerin Artış
veya Azalış Rakamları
Ankara
131.114
133.440
2.326
Bilecik
8.251
8.690
439
Bolu
10.124
11.926
1.802
Bursa
56.368
57.220
894
Edirne
12.910
14.830
1.920
Eskişehir
23.225
26.780
3.555
İstanbul
348.986
336.932
-12.054
İzmir
89.517
99.775
10.258
Kırklareli
11.242
12.088
846
Kocaeli
48.399
49.379
1.040
Sakarya
21.665
24.627
2.962
Tekirdağ
29.066
29.433
367



Büyük proje teşvik sisteminde, uluslararası düzeyde rekabet gücünü artıracak, Ar-Geve teknoloji içeriği yüksek sektörlerde belirli büyüklüğün üzerindeki yatırımlara destek ağlanması hedeflenmiştir. Genel teşvik sisteminde, bölgesel ve büyük proje sisteminde yer almayan ve desteklenmesi öngörülmeyen sektörler dışında kalan yatırımlar yer almaktadır.Yeni sistemde desteklenmeyecek sektörler belirlenirken uluslararası yükümlülüklerimiz ile ilgili sektörlerde arz ve kapasite fazlalılığı olup olmadığı dikkate alınmıştır.

2009/15199 sayılı Karar döneminde uygulanan destek unsurları şunlardır:

a) Bölgesel desteklerden yararlanacak yatırımlar için;

I inci ve II nci bölgelerde;

·         Vergi indirimi

·         Sigorta primi işveren hissesi desteği,

·         Yatırım yeri tahsisi

·         KDV istisnası

·         Gümrük vergisi muafiyeti

III üncü ve IV üncü bölgelerde;

·         Vergi indirimi

·         Sigorta primi işveren hissesi desteği,

·         Yatırım yeri tahsisi

·         Faiz desteği

·         KDV istisnası

·         Gümrük vergisi muafiyeti



b) Büyük ölçekli yatırımlar için;

·         Vergi indirimi

·         Sigorta primi işveren hissesi desteği

·         Yatırım yeri tahsisi

·         KDV istisnası

·         Gümrük vergisi muafiyeti;



c) Genel teşvik sistemi kapsamındaki yatırımlar için;

·         KDV istisnası

·         Gümrük vergisi muafiyeti(karar mad.3)

Bölgesel- Sektörel Teşvik Sistemi

Yatırım desteklerinin uygulanması açısından 28/8/2002 tarihli ve 2002/4720 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yer alan İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması- Düzey 2 bölgeleri, sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyeleri dikkate alınarak dört gruba ayrılmıştır. Bölgesel desteklerden yararlanacak yatırım konuları her bir il grubunun yatırım potansiyeli ve rekabet gücü dikkate alınarak belirlenmiştir.
Yazar : Emine Kazan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

OZAN CONSEPT‘14" DAMGASINI VURACAK!

EST 1923 ürünleri İstanbul Atatürk Uluslararası Havalimanı, Old Bazaar’da